27 Mart 2009 Cuma

efsane maçlar-1

OLMAYACAK ŞEYLER OLDU

2000 yılının yaz aylarında Hollanda'da müthiş bir avrupa şampiyonası oynandı.Bol gollü maçları güneşten kızarmış yüzümle ve o yaşlarda içtiğim yegane içeçek buz gibi kolayla ne büyük bir zevkle izlerdim.O yıllarda Hollanda'nın efsane bir kadrosu vardı ve ev sahibi de olarak son dünya şampiyonu Fransa'yla birlikte en büyük favoriydi.Bergkamp,Overmars,Cluivert,Hasselbank,Pier.Nistelroy ve niceleri.İyi de başlamıştı hollanda ve bol gollü galibiyetlerle yarı finale kadar gelmişti.Rakip dönemin formsuz,karışık ama her zamanki gibi tehlikeli ekibi italya'ydı.

Ender görülen bir mücadeleye sahne olan ve dünya tarihine ' 6 penaltının kaçtığı yarı final' olarak geçen maçta kaybeden kaçan 6 penaltının 5ini kaçıran portakallar olmuştur.Hollanda'nın başında deneyimsiz denilen Rijkaard,İtalya'nın başında ise efsanevi kalecileri Dino Zoff bulunuyordu.

Maç başlamıştı ve sömürgeci ruhlarından da olsa gerek,meydan savaşına çıkmışcasına bir enerjinin harcandığı dişe diş mücadele maçın her anında hissediliyordu.Tekmeler havada uçuşuyor ve herkes bu maçın 22 kişi tamamlanamayacağını tahmin ediyordu.

Derken juveli sol açık,çift sarıdan kırmızıyı yerken italyan'ları 1 kişi eksik bırakıyordu.Turnuvanın en iyi hücum futbolunu oynayan takım olarak görülen portakalların iştahını kabartıyordu bu durum.Ne de olsa OVERMARS,BERGKAMP,CLUİVERT,MAKAAY,NİSTELROY gibi bir forvet hattına sahiplerdi.Toldu'nun yerinde olmak kimse istemezdi sanırım(:İtalya ise 10 kişi kalmanın kamçılamış olduğu mücadeleci ruhlarına tutunarak mücadelesini sürdürüyordu.Portakalların kaçırdığı golün haddi hesabı yoktu ve ondan da ziyade 90 dakika içerisinde Frank de boer ve Cluivert ile 2 de penaltı kaçırmışlardı.De boerinin penlatısını Toldo köşeden çıkartırken ,Cluivert direğe takılıyordu.Maçta gerçekten inanılmaz şeyler oluyordu.Yanlış hatırlamassam eğer portakallar kaçan penaltılar dahil en az 13-14 yüzde yüzlük golden olmuşlardı maç boyu.

Maçın normal süresinin 67sini;yüzyirmi dakikalık tamamınınsa 97 dakikasını 10 kişi tamamlayan italyanlar maçı tek umut olan penaltılara taşımasını bilmişlerdi.

İlk penaltıyı Di Biaggio doksana asarken,portakallarda topun başına maç içinde Toldo'ya takılmış olan Frank De Boer geçmişti.Toldo bu sefer de üzerine gelen topu kurtarmış ve 2.defa De Boer'i yenmişti.2. penaltılarda gök beyazlılar adına topun başına Pessotto geçmişti.Vander Saar'ı ters köşeye yatırarak takımını 2-0 öne geçirdi.3. penaltılarda portokallar adına beyaz noktaya Stam gidince herkes şaşırmıştı.Çünkü Stam topa çok sert olan bir stoperdi ve bekleneni yaptı topu dağlara taşlara yolladı.Artık italya burdan bırakamazdı ve nitekim topun başına Totti geldi.Mükemmel bir kesme vuruşla tarihin en güzel penaltılarından birini atarak takımını 3-0 öne geçirdi.Bu saatten sonra Cluivert'in penaltısı çok birşeyi değiştiremezdi derken yılların tecrübesi Maldini'nin kaçan penaltısı biraz umut vermişti.Ancak Bosvelt, günün yıldızı Toldo'ya bir kez daha takılınca italya finale ulaşıyordu.

Portakallar ev sahibi oldukları ve Fransa'yla finale en büyük aday oldukları(aynı zamanda en yakışır bnm fikrimle) şampiyonaya böyle talihsizlikler silsilesiyle eleniyordu.Turuncu tribünler gözyaşlarını tutamıyordu böyle dramatik bir son karşısında.Ama turnuvanın en büyük hücum gücüne sahip takımının bir maçta 5 penaltı kaçırarak elenmesi de ayrı bir ironiydi.Başka bi görüşle 5 penaltı ve 10larca yüzde yüzlük pozisyonu kaçırırsan elenmeye mahkumsundur.

football is life..

18 Mart 2009 Çarşamba

tarih


soldan sağa uche,saffet akbaş ve ilker
arkada da mustafa doğan var da yedek kaleciyi çıkartamadım.
saffet akbaş gibi kendi kalesine gol atma rekortmeni bir stoperle tarih yazmak zor olsa gerek.
ama çubuklu tılsımı işte.bu maçı orta sona giderken evde tek başıma uykulu gözlerle beklerken ve izlerken boliçin golünden sonraki sevincimi hala unutamıyorum.

12 Mart 2009 Perşembe

herşeyden önce insanlık,efendilik


bu foto bir çok şeyi anlatıyor sanırım.yetenek bakımından karşılaştırmıyorum bu efsaneleri.yetenek olarak birbirine çok yakın 11ler.ama ya efendilik?ya genç futbolculara örnek olmak?işte iş oraya geldiğinde fotoda da olduğu gibi üstte olan her zaman fenerbahçedir.bugünlerde emre ye yapılanlardan sonra akıl hocalarının böyle bir fotoda toplandığını görmek sevindirdi.emre hep aynıydı fenerbahçeye gelince böyle olmadı.ve bu ülke herşeyin öncesini biliyor,akıl hocalarını,kimlere özendiğini biliyor.birer de teknik direktör koymak gerekirse bu 11lerin başına.ben fenerbahçenin başına CARLOS ALBERTO PERRERİA'yı koyarım.galatasarayın başındaysa bu kişiliklere en uygun kişi tabiki de.herkesin de bildiği gibi emreyi yetiştiren bu günlere getiren! insanı:FATİH TERİM