18 Mayıs 2010 Salı

Hayatımda yaşıp yaşayabileceğim en büyük yıkımdı sanırım. Dahası olur mu? Olur. Neden olmasın.

Kelime bulamamak, yutkunmak, başının öne düşmesi, herkesin sana baktığı hissi, paranoyaklık ve sayısız iğrenç duygu.
Pazar günü gördüklerim, tırnaklarımı yiyerek izlediklerimi o an anlayamadım sanırım. Bir gün sonra uyandığımda gözlerimi açmak istemedim. Dışarı çıkmak, herhangi bir ses duymak istemedim. Binlerce insanın yıkıldığını o tribünlerde çöktüğünü görmek ve daha sonrası değişik olaylar sanırım kitledi beni. Şaun bile hiçbirşey anlamıyorum, anlıyamıyorum. İnanılmaz bir acı var sadece, ağrı. Böyle zamanlarda yazmayı istiyor eller sanırım.
Son düdük çaldığında sahada koşuşan insanlar gördüm ve çevremde endişeyle bekleyen arkadaşlarımı. Ne olduğunu kimse anlamaıştı. Sonra anladık. O zaman hissiz olduğumu hissettim. Sadece ağlayan insanlar, ateş, dumanlar ve sahada koşuşanları görüyordum. İçime kadar giren duman öksürtmüyordu bile.Her tarafta kavga edenler, alevler, dumanlar varken birinin kolumundan çekere ''hadi oğlum''dediğini duydum. Çıktık. Dışarıda da sayısız olay vardı. Hep böyle anları bekleyen çelik kuvvet ve onların biber gazı, jopları. Sonrasında parka gittik. Çöktük. Hava buz gibiydi. Ya da ben üşüyordum,  bilmiyorum. 16 mayıs akşamından beri nefes aldığım heran inanılmaz bir acı hissediyorum. Tarifi yok. Şampiyonluğun gitmesi değil bu. Başka bir şey.İlk defa kaybetmiyoruz şampiyonluğu, hem de ilk defa son maçta da kaybetmiyoruz. Ama o anda orada olanlar inanılmazdı. Film sahnesi gibiydi herşey. Sanki bu kötü son belliydi ama yine de izliyorduk. O gün orada olanları tam olarak anlayabilmeyi ve anlatabilmeyi o kadar çok isterdim ki. Ama yok. .
Bu acı ne zaman geçer? Çok damarista bir yazı oldu ama hissettiklerim tam olarak böyle 2 gündür. Ayağa kalkmak biraz zaman alıcak sanırım. Farklı şeyler yapabilmeyi istemek gerek. Konsere felan gidelim, sinema. Güzel şeyler bunlar. Sseviyorum seni sarı-laci.
- Deivid: ''Tüm stadın ağladığını gördüm''