21 Nisan 2009 Salı

Rodrigo Palacio



Eski günlerini özlediğim bir futbolcu Palacio.2004 yılında bir gün Maradona Palacio'yu arayarak imzalı formasını istiyor. Hayranı olduğumuz Maradona’nın bile dikkatini çekiyor PALACİO.Şimdilerde eski formundan uzak ve yedek kalıyor sıksık.

19 Nisan 2009 Pazar

Supperclassico


1913'ten beri oynanan bana göre dünyanın en büyük derbisi.2004 yılında İngilizler'in The Observer gazetesinde ölmeden önce görmeniz gereken spor olaylarında bir numarayı kapmış bir rekabettir boca-river arasındaki.Futbol dışında milyonerlerle,işçilerin mücadelesidir.Öyle ki bu rekabet yüzünden 1968 yılında 71 taraftar çıkan olaylarda hayatını kaybetmiştir.Boca'nın mabedi La Bombonera'da bir kez daha karşılaştı bu gece iki takım.Palermo ve Gallardo'nun golleriyle 1-1 berabere biten maçta iki gol de birbirinden şıktı.Gönül Boca'dan yanaydı tabiki de ama yine güzel bir superclassico izledğim için memnunum.
Birkaç da not ekleyeyim bu iki takım hakkında :

-boca ; buenos aires'te italyan göçmenlerin kurduğu, rengârenk boyalı evlerle dolu bir mahalledir.

-meshur bir hikaye vardır aralarında : boca juniors, river plate'i 2-0 yener. bunun uzerine cikan kavgada, yenilen takimin taraftarlari iki boca juniors taraftarini öldürür ve duvara soyle yazar: boca: 2 - river - 2.

-Boca'lıların river plate''den nefret etmelerinin nedeni river plate'in de boca'da kurulup (boca, buenos aires'in varoş semtlerinden biridir) daha sonra kentin daha zengin olan kuzey kesimine taşınmasıdır, boca taraftarları riverlıların böylece götünün kalktığını düşünüp onlara tavuk demektedirler, riveriler de daha az olan sayıları ve bocalılar kadar cüretkar olamamaları ile bu savı desteklemektedirler. river taraftarları için boca ve yandaşlarının takma adı domuzdur. derbilerde daha çok kazanan taraf hep boca olmuştur. fenerbahçe ile renkdaştırlar ve çok güzel formaları vardır.

-her altyapı secmesinde trubunune kocaman bir pankart asan taraftar grupları vardır.
pankart soyledir
"birgun hepiniz maradona olabilirsiniz ama bir che asla"

-ölmüş taraftarlarının küllerini statları la bombonera 'nın koridorlarına serpiştirecek kadar takımına tutkuyla bağımlı taraftara sahip bir takımdır boca.

-hayatını boca juniors'a adayan ve artık ölüm dö$eginde olan adama sormu$lar: nedir son arzun.. adam cevap vermi$: beni river plate bayragına sarıp gömün.. herkes $a$ırmı$ adam devam etmi$: bari bizimkiler bir river'li geberdi diye sevinirler.

-"boca es mi religion, maradona es mi dios, la bombenera es mi iglesia" (boca dinim, maradona tanrım, bombonera ise mabedim).stadlarının girişinde yazan yazı budur.

not:La bombonera'da bir boca maçı izlemden ölürsem bu acıya dayanamam:)

13 Nisan 2009 Pazartesi

C.R.A.Z.Y.





Az kalsın isminin 'tırtlığından' dolayı elimin tersiyle iteceğim bir Jean-Marc Vallee filmi CRAZY.Ev arkadaşım 'gel olm Crazy'yi izleyelim'dediğinde isminden dolayı düştüğüm önyargıyla Holüvüd tarzı lise komedisi çağrışımı yapmıştı bende film.Ancak dvd'sinin kapağı ve film başlar başlamaz çalan Pink Floyd esintileri bir anda fikrimi değiştirdi.Ayrıca Fransız yapımı olduğunu öğrendim filmin ve keyifle izlemeye koyulduk.Bazen insan böyle önyargılardan kendisini arındıramıyor.Yapmamalı:)
Heyecalı,dokunaklı,seksi,komik ve her anında çılgın bir sevgiyi anlatıyor film demiş bir yazar.Gerçekten de çılgın bir sevgi öyküsü Crazy.Bir babanın oğullarıyla gurur duymasıyla ve tam bir erkek gibi yetiştirmek istemesiyle başlıyor film.He bir de ana karakerimiz Zac'in doğar doğmaz yere düşmesiyle.
Daha sonra genelde Zac'in babasının yanında erkek gibi davranıp ondan gizli olarak anneliğe özenmesiyle devam ediyor film.Her gece dua ederek altına kaçırmaktan kurtulmak istiyor ve sık sık duyduğu homo sözcüğünden.'Lütfen homo olmayayım tanrım'
Babasının sürekli kendi zevklerine göre yönlendirmeye çalışması,annesinin tarifsiz sevgisi ve kardeşlerinden tiksinerek büyüyor Zac.Büyüdükten sonra işler iyice sarpa sarıyor.Zaman zaman dram,zaman zaman komedi haline bürünüyor film.
Özellikle filmdeki baba karakteri ve kardeşlerin her biri çok çok hoşuma gitti.Sonunda iyi ki izlemişim dediğim filmler arasına girdi Crazy.İlginç konusu,gel-git'leri ve aile içinde ne olursa olsun bitmek tükenmek bilmeyen sevginin tanımı.Kardeş sevgisi,anne sevgisi,baba sevgisi hepsi ayrı ayrı işlenmiş ilginç bir yaşam,ilginç bir aile öyküsü.Her noelde babanın şarkı söylemesi ise benim için filmin en güzel kareleriydi.İzleyin.Derbideki sevgisizliğin izlerinden kurtarın kendinizi=)

NOT:ayrıca soundtrack'deki isimler ve şarkılar da oldukça etkileyici ve 'cuk' oturuyor filme.Hatırladıklarım ;
PINK FLOYD
DAVID BOWIE
THE ROLLING STONES
PATSY CLINE

9 Nisan 2009 Perşembe

atkinson-güiza

Atkinson Fenerbahçe'ye aynen Güiza gibi büyük umutlarla transfer edilmişti.Ama oynadığı futbol vasatı aşamamıştı.Attığı 10 gol vardı bir sezonda ve 3'üni aşşağıdaki videoda gs filelerine gödermişti.Yani bu maça çıkana kadar aynen Güiza gibi 7 golü vardı.Bu maçtan sonra Fenerbahçe tribünlerinin sevgilisi olmuştur.Tam 14 yıl önce8-9 yaşlarımdayken spikerin sesi hala kulaklarımda.'Arapasııııı Atkinson.Arap atı Atkinsooon'.Ve Fenerbahçe tribünlerinin sesi 'AT-GİTSIN'=).Buyurun birbirinin kopyası 3 gol.Özellikle ilk golde korkmaz kardeşlerin arasından 10m. geriden gelip geçerek golü atıyor.Bir de bu maçtan sonra AliŞen kendisine marcedes c200 armağan etmişti.Bakarsınız Güizayla kaderleri aynı olur=)



Ozamanlar maçlar cine5'te yayınlanıyorudu ve ilk dakikalarında şifre girmiyordu.İlk gole şifre yetişememişti bile ve 29 dakikaya 3 gol sığdırarak gönüllerimizi fethetmişti Atkinsoooon=)Bugün samandıraya geldiği haberlerini okuyunca böyle bir yazı yazmak istedim.

Bu arada aşşağıdaki video da hala dünyanın en iyi 50 golü arasında gösterilen Atkinson'un golüdür.

not:Güiza sarıl Atkinson'a belki birşeyler bulaşır.

8 Nisan 2009 Çarşamba

heyecan,tutku,kültür

6 yaşımda da aynıydı,hala daha aynı.derbi haftaları co derbi haftaları.bitmek tükenmek bilmeyen haberler,atışmalar,eski maçlardan görüntüler,istatistikler.seviyorum ulen.

6 Nisan 2009 Pazartesi

Hazır Eskiler Demişken



Çelik biraz daha ritme uyum lütfen.Ayrıca klip sadece 45 saniye.Kalan sürede aynı sahnelerin tekrar etmesini çok yaratıcı buldum.

5 Nisan 2009 Pazar

OLDSTORE

Eskileri her insan özler.Bunun için yaşlanmaya gerek yok.
Eskiden Ankara'daki çıkmaz sokağımızda bir mahalle kültürü vardı,bir bakkal amcamız vardı.Paramız yetmezse topkekin parasını sonra verirdik.O sokakta sabahtan akşama kadar top peşinde koşardık.Anneler duvar kenarında örgü örerdi.Bakkal amcaya yeni plastik toplar geldiğinde alabilmek için herkes cebindeki bozuk paraları birleştirirdi.Camesler vardı.hey gidi:)Beton gibi toplardı 9-10 kat.8 bitlik ateriler vardı.Mario'nun manitasını kurtarmaya çalışırdık.Meybuz vardı ya.Müthişti.Artık göremiyorum belki biryerlerde hala vardır.Kaygısızlar vardı,baskül ailesi vardı,kaptan tsubasa vardı,benjamin vardı.okuldan dönüp sarelleli ekmek eşliğinde izlediğim diziler,çizgi filmler.Pazar akşamları bizimkiler ve star'da parlement gecesi sinama kuşağı vardı.Orda öğrendik film nedir.Pazar banyoları vardı bir de:)Haftada birgün yıkanırdık.Ama temizdik be.Mirkelam'ın klibi vardı koşardı.Ozamanlar için çok iyi bir klipti.Grup vitamin vardı.Sinemaya gidebilmek için okuldan kaçmak vardı.Ortaokul'da sınıfın iti çakalı bile okuldan kaçınca sinemaya giderdi.Dövüş filmi de olsa olsun.(dövüş filmi haha)Mahallenin abileri kumaş pantolon,sivri burun giyerdi.Fenerbahçe tribünleri o yaşlarda aşık olduğum efsane maratona sahipti.Meşale vardı,tezahürat vardı.Ankara'da Petrolofisi 1.ligteydi.Hem de arjantinli forvetleri vardı:)Barış Manço vardı.Kemal Sunal vardı.Zeki-Metin vardı.Şimdiki hababam sınıfıyla,eski hababam sınıfına bakmak bile yetiyor eskiyi özlemeye.

Şimdilerde ise mahalle kültürü yok denecek kadar azalmış bizim çıkmazda.Yılda 2-3 defa gidebiliyorum ve gittiğimde hiç o eski tat yok.Camesler yok futbol topları var.Bakkal amca yok.Nazar,Şok,Çağdaş v.b gibi süpermarketler var.Sabah gezetemi alıp muhebbet edebileceğim bir Ercan Abi kaldı,arka sokaktaki bakkal.O da bu kadar süpermarketin arasında ayakta durmaya çalışıyor.8 Bitlik aterilerin yerini play stationlar aldı.gerçi iyi de oldu bi şikayetim yok bu konuda=)ama onun tadı da bir ayrıydı be abi.Geçenlerde ev arkadaşlarımla aradık baya ama bulamadık.Bulsak alacaktık.Vur gözüne Mario'nun.Diziler desen entirika doldu artık.Bizimkiler gibi samimiyet abidesi bir dizi çekemiyorlar şu günlerde.Kaygısızlar gibi absürd komedi de çekemiyorlar.Artık okuldan eve gelince kaynana-gelin-damat üçgeni etrafında kurulmuş programlar ve ya saçma sapan evlendirme programları var.Fenerbahçe tribünleri desen darmadağın.Müzik kanallarında bazen nostalji bölümünde denk geliyorum.Mirkelam hala koşuyor.Sonra nostalji bitiyor.İsmail yk ve tarzı adamlar.90'larda pop bile iyiymiş be kardeşim.Şimdi okuldan kaçan gençler kavga etmeye gidiyorlar ya da çakallık peşinde koşuyorlar.Sinemaya giden üniformalı hemen hemen görmüyorum hiç.Mahallede oynanan futbol da yerini halısahalara bıraktı tabiki de.Ama değişmeyen bazı şeyler de var.İ. Melih yine var ve hala plastik top dağıtıyor çocuklara.Dağıtırken düşse o otobüsten diye aklımdan geçirirdim hep 12 yaşında bile.O zaman gırgır olsun eğlenelim diye derdim,şimdi malum nedenlerden dolayı.

Mahalle kültürünü çok özlüyorum.Birçok şey gibi.Hava da güzel.Aşşağıdan arkadaşlar bağırsa yine ''olummm in aşşaaa diğer mahalleyle kapışcaz''.Annem de dese:''1 saat inebilirsin''.Güç bela 10 dakika daha izin alsam.Oldu mu sana 1 saat 10 dakika.Ama 3 saatten önce dönmesem.Döndüğümde ter ve pislikten kararmış eller ve yüz,yırtılmış kramponlar ve kirli kıyafetler olsa.Kapıda içeriye girmeden çıkarttırsa herşeyimi annem.Annemi de özlemişim,mahallemi de.2000'leri oldum olası sevemedim zaten.Oldstore olsa içeriye girip eskilere dair şeyler alabileceğimiz.Mesela kaygısızlar alabileceğimiz,kaptan tsubasa alabileceğimiz,bakkal amca alabileceğimiz,eski mahalleler alabileceğimiz.Olmalı yani.Hatta sahibi de'' cıvık bacım afedersin abbas'' olsun.Olsun bunlar..